Başlıktaki soru, yazarlar için en önemli sorulardan biridir. Bu sorunun cevabı biraz evettir biraz da hayır. Peki, işi bir metni olabileceği en iyi haline getirmek olan editörün sınırları neler olmalıdır? Bir yazar metnini editörden nasıl korur ve sürpriz soru: bir editör metni yazardan nasıl korur?
Peki, editoryal müdahalelerin metni örselemek demek olmadığı bir işbirliği nasıl çerçevelenir? Bu mümkün müdür?
Yazar-Editör-Metin üçlüsü adeta 3 Silahşorlar gibidirler. Ve bu üçlünün yanına her ne kadar orijinal hikâyenin isminde yer almasa da hikâyeyi yazıldığı tarih olan 1844 yılından bugüne getiren asıl kahraman hiç şüphesiz D’artagnan’dır. Bizim zarif, cesur, alicenap şövalyemiz. İşte Yazar-Editör-Metin üçlüsünün D’artagnan’ı, bağlayıcı güç olan “Sınırlar”dır. Şayet yazar ve editör arasındaki sınırlar anlaşması iyi yapılmadıysa, sorumluluk ile özgünlük birbirleriyle çatışır durur ve olan o güzelim metne, o güzelim fikirlere olur.
İyi yapılmamış bir anlaşmada ne editör görevini içine sine sine yapar ne metin ihtiyaçlarını giderir ne de yazar beklediği hizmeti alabilir.
Yazar Editör İlişkisinde Anlaşmanın Önemi
Yazar ve editör arasında iletişim eksikliği, akıl okumalar, birbirinden habersiz hayata geçirilen beklentiler ve yanlış yorumlar ilişkiyi kaosa sürükleyecektir. Bu açıdan yazarın editoryal süreçleri öğrenmesi, mesleki jargon ile ilgili bilgilendirilmesi, hizmet adlarıyla bu hizmetlerin kapsamlarının yazara şeffaf bir biçimde aktarılması karışıklığı büyük ölçüde engelleyecektir. Burada editöre düşen en önemli görev, bilindiğini varsaydığı pek çok şeyin yazar tarafından aslında hiç bilinmeyeceği ihtimalini gözetmek olacaktır.
Temel Çatışmalar
- Beklentilerin netleştirilmemesi
- Geri bildirimlerin yapıcı ve açık olmaması
- Yoruma açık kör noktaların kalması
- Yazar ve editör arasında kişisel ve kültürel farklılıklar
- Yazarın editörlük mesleğinin hizmet kapsamını tam tanımaması
- Yayıncılık sektörünün nispeten kapalı bir sektör olması sebebiyle yazarın, alana dair standartları ve pratikleri bilmemesi sebebiyle editörün yaptığı/önerdiği değişikliklerin/düzenlemelerin nedenlerini kavrayamaması
- Editörün fazla müdahaleci davranması sebebiyle yazarın kendine has özelliklerini örselemesi
- Editörün de kendi mesleğinin sınırlarını doğru tayin edemeyip metni onarmak ile baştan yaratmak arasındaki farkları özümsememiş olması
- Editörün, editörlük şapkasını çıkarıp yazarlığa soyunması
- Metnin kontrolünün bir güç savaşına dönüşmesi
- Değişiklik ve düzenlemelerin yazara doğru açıklanamaması
- Yazarın kendi metnine karşı aşırı duygusal bağımlılık geliştirmesi
- Hem yazarın hem de editörün profesyonel deneyimlerinin yetersizliği ya da deneyimin çarpık yapılanması.
Doğru Tanımlanmış Hizmet Çerçevelemesi
Yanlış anlaşmalar ve yoruma açık durumlar editör ve yazar arasındaki güveni zedeleyeceği gibi aynı zamanda editörün işini doğru yapamamasına, yazarın da ihtiyaçlarının karşılanmasına yol açacaktır.
Editörlük tıpkı cerrahlık gibi ya da mimarlık, mühendislik vb. gibi hayati detayların gözetilmesinin zaruri olduğu özel mesleklerdendir. Öncelikli olarak bilinmesi gereken şey editör ve yazar arasındaki hiyerarşi ve sorumluluğun esnek, akışkan ve geçişli bir biçimde durmaksızın el değiştiren bir ilişki modeli olduğudur. Eğer ortada bir taht ya da kürsü varsa -ekseriyetle görünmez bir biçimde oradadır gerçekten- bu tahtın ya da kürsünün dönüşümlü olarak kullanıldığının unutulmaması gerekir. Bazen yazara kulak verilir bazen de yazara. Bu muhteşem ikili birbirinin amaçlarına ve görevlerine koşulsuz saygı duymak ve alan tanımak zorundadır.
Aksi takdirde güvensizlik, çekingenlik, yersiz teslimiyet, yanlış yönetim kusurları gibi istenmeyen durumların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Şeffaf İletişim Gerçekçi Anlaşma
- Yazar ve editör arasında açık ve şeffaf iletişim tesis edilmeli.
- Yazar, editoryal süreçler hakkında bilgilendirilmeli
- Yazar ve editörün ortak bir amaçla esas olarak “metin” için hizmet eden şövalyeler olduğu unutulmamalı. Yani varsa bir taht -ki olduğunu söylemiştik-, kral ya da kraliçe daima metnin kendisidir.
- Editoryal sınırlar belirlenirken farklı kapsamları ifade eden editoryal hizmetler hakkında yazar mutlaka aydınlatılmalıdır.
- Editör, doğru kapsam ve çerçeveleme yaparak, kendi sorumluluk alanını net olarak ifade etmelidir. Yazar editörün neyi yapacağını ve neyi yapmayacağını pürüzsüz bir biçimde anlamalıdır. Bu sayede editör neye dikkat etmekle görevli olduğunu bilecek, kendini sorumlu hissetmekten doğan yıpratıcı süreçleri yaşamayacaktır.
Bonus…
- İşbirliğinin başlangıcında sağlanan güven ortamı ve niyet birliği konusunda her iki taraf da müsterih ve mutabık olmalıdır.
- Güven ortamı açık iletişim ve karşılılıkla beslenmelidir.
- Yazar editörün önerilerine açık olmalı, editör de yazarın vizyonunu anlayıp ona saygı duymalıdır.
- Yazarın geri bildirime açık olması ve bunları kişisel algılamaması, editörün de bunları saygılı ve teşvik edici bir tutumla iletmesi gerekmektedir.
- Metnin yolculuğunda yazar ve editörün birbirine uyum sağlamaları elzemdir bu nedenle her editör kendine uygun bir yazarla her yazar da kendine uygun bir editörle eşleşmelidir. Çatışmalar ya da ters fikirler barışçıl ve uzlaşmacı bir yaklaşım atmosferinde, metnin hayrının öncelenmesi bakış açısıyla yönetilmelidir.